SANDIK GELENE KADAR

SANDIK GELENE KADAR

 

18 yıldan bu yana, kamuoyunu istediği gibi yönlendirmeye alışmış bir iktidar tarafından yönetiliyoruz!



Tam derdimizi söylemek için ağzımızı açacak oluyoruz, bir de bakıyoruz bir yerlerden bir gürültü koparılmış!

 

Ne söyleyeceğimizi unuttuğumuz gibi,akıl ve mantığımızı da bir tarafa bırakıyoruz.

Bize gösterilen olaylara ya dini, ya da milli duygularımızın etkisi ile tepki veriyoruz.

Böylece aldatılmanın zeminini kendi ellerimizle hazırlıyoruz!



***



Ne üniversite mezunu kızımızın veya oğlumuzun iş bulamadığını,

Ne emekli paraları ile geçinemediğimizi,

Ne de, ödediğimiz vergilerin altında ezilip nefes alamadığımızı bir türlü söyleyemiyoruz!



Hem söylesek ne olacak ki?

Bunları dile getirecek kaç medya kuruluşu var? İktidar medyası ortalığı güllük gülistanlık gösterirken, gerçekleri dile getiren gazeteciler her türlü baskıya tabi tutuluyor.

 

İşte bunun son örneği TELE 1 Televizyonu oldu...

Muhalif yayınları ile iktidarı rahatsız ettiği için RTÜK tarafından 5 günlüğüne ekranları karartıldı!



Demokrasilerde gerçeklerden bu kadar korkmak niye?

Özgür basından neden korkulur? 

 

Gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum!

 

***

 

Bugünlerde AKP treninden inenlerin sayısı arttı!...



Partinin Genel Başkanı Erdoğan, “Trenden inenler, bir daha binemezler” dese de, inenlerin yeniden binmeye hiç de niyetli olmadıkları görülüyor.



...Ve en büyük eleştirileri de şimdi onlar yapıyor.

Hemen hemen hepsi, “AKP kuruluş ilkelerinden ayrıldı. Yolsuzluklar arttı! İşler ehline verilmiyor! Yandaşlar zengin ediliyor! Ülkenin durumu her gün daha kötüye gidiyor!”eleştirisinde bulunuyorlar.

 

***



Doğu Akdeniz’de neredeyse tüm dünyayı karşımıza aldık!

Elbette, milli çıkarlarımızı bir tarafa bırakıp geri adım atalım, üstümüze gelenlere boyun eğelim demiyorum!



Ancak, diplomaside gerekli adımları atmakta geciktiğimizi düşünüyorum.

 

Dışişleri’nin yetişmiş insan kaynakları olan değerli diplomatları “Monşer” diye aşağılayıp, liyakatsız yandaş tipleri Büyükelçi olarak atayan iradenin şimdi yaptığı hatayı fark edip etmediğini doğrusu çok merak ediyorum.

 

***



Normal seçimler 2023’de yapılacak ama hem saray, hem de muhalefet sürekli kamuoyu yoklamaları yaptırıyor. Yapılan bütün anketlerde de AKP ve küçük ortağı MHP’nin oy kaybettiği gözleniyor.



Cumhur ittifakı bu kan kaybını durdurmak için peş peşe ataklar yapıyor.

Ayasofya üzerinden dini duygulara, Doğu Akdeniz üzerinden milli duygulara dokunulsa da vatandaşa tesir etmiyor!



Bakıyorlar ki, anketlerde hala olumlu bir gelişme yok,

Vergi zamları ile vatandaş adeta cezalandırıyorlar!



Sizleri bilmem ama otomobilde yapılan son ÖTV zamlarını da ben buna bağlıyorum.

Yoksa tıkır tıkır işleyen bir ekonomimiz (!) varken bunlara neden gerek duyulur muydu?

 

***



Şimdi sizlerle bir fıkra paylaşmak istiyorum:

 

Bir trende, kompartımana giren biletçi bağırmış:

- Biletleriniz, beyler!

Pencere yanında oturan göbekli adam bir kart uzatıp

- Milletvekili! demiş...

Karşısındaki fiyakalı adam da,

- Bakan! diye kendini tanıtmış.

Biletçi saygılı bir şekilde oradan ayrılıp köşede oturan sıska adama yönelmiş.

O’da cebinden biletini çıkarıp uzatırken bedava seyahat eden iki kişinin duyacağı şekilde

- Seçmen, diye bağırmış!



Sizler“İtibardan tasarruf olmaz” anlayışı içinde lüks içinde yaşarken, faturayı da vatandaşa ödetmeye devam edin!



Sandık gelene kadar, yiyin beyler yiyin!